Kuraklık Tehditi: Köylerde İçme Suyu Krizi Yaşanıyor!

Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kuraklık nedeniyle su kaynaklarının azalmasını ve yeraltı sularının 200 metreye kadar gerilediğini belirtti. Gürer, “Su krizi yaklaşmakta” diyerek, vahşi sulama yöntemlerinin bırakılması ve hızla kapalı sulama sistemine geçilmesi gerektiğini vurguladı.

Kuraklık Tehditi: Köylerde İçme Suyu Krizi Yaşanıyor!

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde artan kuraklık nedeniyle göletlerin suyunun tamamen bittiğini, derelerde de su seviyelerinin kritik şekilde azaldığını ifade etti. Bu durumun tarımsal üretime ve içme suyu teminine ciddi tehditler oluşturduğunu dile getiren Gürer, özellikle kırsal kesimde yaşayanların bu durumdan doğrudan etkilendiğini belirtti.

Gürer, köy ve kasaba ziyaretleri sırasında çiftçilerin özellikle susuzluktan şikayetçi olduğunu aktararak, “Göletlerde ve derelerde su kalmamış durumda. Artık içme suyu bile bir sorun haline geldi. Bu kadar yaygın bir su sıkıntısının köylerde bu denli açığa çıkması ilk kez yaşanıyor. Buğdayın veriminde ciddi düşüşler gözlemleniyor. Kuru tarım yapılan alanlarda bir dönümden elde edilen mahsul, önceki senelere göre yarı yarıya inmiş durumda. Yer altı sularının derinlere inmesi nedeniyle kuyu maliyetleri de artış göstermekte” dedi.

"TOROSLARDA DERELER KURUYOR, KUYULAR BOŞALMAKTA"

Toros Dağları'nda yaptığı saha araştırmalarında, Ömerli Deresi'nin tamamen kuruduğunu tespit ettiklerini bildiren Gürer, geçmişte yaz aylarında dahi suyun eksik olmadığı bu bölgede suyun artık hiç bulunmadığını ifade etti. Kuyu sularının da hızla buharlaştığını belirten Gürer, “Daha önce 15-20 metreden çıkan suya artık 200 metreden bile ulaşmak olanaksız. Bu durum, üreticiler için hem verim kaybı hem de maliyetler açısından büyük sorunlar doğurmakta” diye konuştu.

TARIMIN YANINDA İÇME SUYU DA TEHLİKE ALTINDA

Kuraklığın sadece tarımsal üretimi etkilemekle kalmayıp, kırsal yaşamı da tehdit ettiğini vurgulayan Gürer, bazı köylerde içme suyunun dahi yetersiz hale geldiğini aktardı. Kuruyan göletlerin, kuraklık sebebiyle işlevsiz duruma geldiğini ve bazı bölgelerde gölet olmamasının sıkıntı yarattığını ifade eden Gürer, göletler ve barajlarda kapalı sisteme geçişin gerekliliğinin altını çizdi. Su kaybını önlemek için planlı ve disiplinli bir su yönetimi politikası uygulanmasına ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

MODERN SULAMA YÖNTEMLERİNE GEÇİŞİN ÖNEMİ

Sulama verimliliğinin artırılması gerektiğine dikkat çeken Gürer, “Artık geleneksel sulama yöntemlerinden vazgeçmeliyiz. Damlama ve yağmurlama sistemlerine geçiş, suyun daha verimli kullanılabilmesi açısından kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmiştir. Aksi durumda, derelerde ve kaynaklarda su kalmayacak, tarımsal mahsullerde de büyük kayıplar yaşanacaktır. Ülkemiz su açısından zayıf bir ülke konumunda. Kuraklık artık sadece bir tehdit değil, görünür bir gerçeklik haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.

“SU KRİZİ YAKLAŞIYOR” UYARISI

Ömer Fethi Gürer, doğal yollarla yer yüzüne çıkan suların denizlere akmasını gözlemlemekle beraber, yer altı barajlarının zamanında hayata geçirilmediğini de bildirdi. Türkiye’de sulamanın hâlâ büyük bir kısmının salma (vahşi) sulama yöntemiyle yapıldığını belirten Gürer, “Sulamada %68 oranında salma sistemi kullanılmakta. Bu yöntemle elde edilen su verimliliği %51 seviyelerinde kalıyor. Hızla kapalı borulu sistemlere geçiş yapılarak su kaynaklarının daha etkin kullanılması lazım. Aksi halde su krizi, tüm ülkeyi derinden etkileyecek düzeye ulaşabilir” dedi.

Gürer, mevcut duruma rağmen yeterli önlemlerin hâlâ alınmadığını belirterek, tarımda su verimliliği ve sürdürülebilir kaynak yönetimi uygulamalarının acilen hayata geçirilmeli olduğunu vurguladı.